top of page

All Posts

  • Writer: Sansal Engin
    Sansal Engin
  • Mar 18
  • 1 min read



Last night, there was only you

in my dreams; I was not fully aware of

how I could be so slender

and restless within your cold warmth

despite of having a big smile.


Last night, my eyes were captivated by

the brilliant agony of your look.

I felt trapped like a small worm traveling

into depths of the Blue Perpetual Heart

with a pallid hook.


All of a sudden,

I thought that time must stop

not to interfere with the dream of mine.

Or I wish I could waken up from the state

of serenity as long as my lady

remains settled in me,

wrapping up all the wounds in

my heart tonight.


January, 2006 Baltimore

  • Writer: Sansal Engin
    Sansal Engin
  • Mar 18
  • 1 min read

Bir küçük balık oldu düşlerim

gezinir durur kocaman sevda okyanuslarında.

Bir mercandan bir diğerine,

dolanır en dolambaçsız oyunlarla.


Küçüktür ya kendisi bilmez ne denli

devasadır okyanus.

Oynaşır durur bir sevda buldu mu

en ufağından, en can yakanından.


Bir küçük balık oldu düşlerim

dilinde aşk türküleri ve kalbinde

kocaman resiflere denk

bir arzu, istek

dolanır en dolambaçsız oyunlarla

bir gün bir yerlerde

onu bulacak sevgiye dek.


Ekim 2005, Ankara




Okul zili çaldı ve tüm cengaver ruhlu haylazlar

sınıflara hücum etti.

Kalbi pıt pıt atan siyah koca önlüklü bir adam

vardı sıranın en arkasından sınıfa yalansız

gözlerle bakan.

Ruhunu okşayan sözleri duymaya hevesli

kalbi sıcacık öylece dalıp gitmişti,

dilinden sanki bal damlayan öğretmenine.

Önünde oturan haylazlardan biri

bir hışımla döndü koca adamın olduğu

tarafa doğru.


Taze yaprak kokan defterini araladı.

Yeni defter kokusunu ondan çok seven yoktu.

Kendisine nanik yapan haylaza aldırmadan

öğrendiklerini bir bir not etmeye, işlemeye

başladı bir örgü gibi sayfaya.

Küçücük elleri bu kadar büyük cüsseye

az geliyor, fakat çocuksu ruhu ellerini

bir pertavsız edasıyla devleştiriyordu.


Zil çaldı.

Sınıf o anda sağır ve dilsiz oldu

koca adamın gözleri önünde.


İlk günüydü bu okulunda geçirdiği.

İçinde beslediği ve vücudunun

her yerinden coşup taşan heyecan,

çok terletmişti bizim "koca" adamı.

Yorucu bir okul gününün ardından evine

doğru yola koyulmuştu adımları.

Kafasında kurduğu hayallerle birlikte

eve varmış, gözleri içindeki sevincin en büyük

görgü tanıkları gibi, evdekilere bugün tüm

olan biteni anlatma çabasındaydı.


Eylül 2005, Ankara




bottom of page